Risk nedir? En temel
tanım ile ortalamanın etrafındaki dalgalanmalıdır. Buradaki ortalamanın yerine
rekabet mevzuatını, dalgalanmanın yerine ise teşebbüs faaliyetlerini koyarsak
şu şekilde bir yeni tanıma ulaşmamız mümkündür: Rekabet hukuku anlamında risk,
teşebbüslerin faaliyet gösterdikleri mal ve hizmet piyasalarında verdikleri
ticari kararların rekabet mevzuatı etrafında gösterdiği dalgalanmadır. Bir
ticari karar, merkezde bulunan ortalamadan yani rekabet mevzuatının açıkça izin
verdiği ya da açık izin vermese bile aksine bir görüş belli etmediği durumların
bulunduğu kümeden ne kadar uzaklaşırsa, o teşebbüslerin taşıdığı rekabet hukuku
anlamındaki riskler o ölçüde artar.
Risk arttığı zaman
doğal olarak getiri de artar. Bunun yukarıda kurduğumuz eşitlik çerçevesinde
hayat verilmiş bir örneği ise şu şekilde olabilir: Bir teşebbüs, verdiği bir
ticari karar ile kartelin parçası haline gelebilir ve bu sayede monopol firma
karı elde etmeye başlayabilir. Teşebbüsün verdiği kartelin parçası olma kararı,
ortalamadan yani rekabet mevzuatının izin verdiği durumlardan oldukça keskin
biçimde bir biçimde uzaklaşmayı beraberinde getirir ki ortalama etrafındaki bu büyük
dalgalanma sonucu artan risk de zaten teşebbüse monopol firma karı olarak geri döner.
Teşebbüslerin günlük
ticari hayatlarını devam ettirirken verdikleri ticari kararların rekabet hukuku
anlamında yarattığı riski temel olarak üç ayrı kategoriye bölmemiz mümkündür: Önlenebilir
riskler, stratejik riskler ve dışsal riskler.
Önlenebilir rekabet
hukuku riskleri, teşebbüslerin sahip olduğu rekabet uyum programları
çerçevesinde önüne geçilmesi mümkün olan, genellikle teşebbüslere herhangi bir
stratejik yararı olmayan ve ağırlıklı olarak şirket çalışanlarının rekabet
hukukunu yeterince ya da hiç bilmemelerinden kaynaklanan risklerdir. Bu
riskler, sürekli eğitim ve denetim yanında rekabet uyum müdürlüğünün operasyonel
anlamda günlük ticari kararların içinde bulunması ve karar alıcılara sürekli
danışmanlık vermesi sayesinde ortadan kaldırılması mümkün olan risklerdir.
Stratejik rekabet
hukuku riskleri, teşebbüslerin verdiği ticari kararlar ile ortaya çıkan, stratejik
anlamda kararı alan teşebbüse getirisi yüksek olan, rekabet hukuku anlamında
hakkında lehte/aleyhte bir örnek karar, yayımlanmış
bir tebliğ ya da rehber bulunmayan; bir diğer ifade ile rekabet hukukunun gri
alanlarında yer alan kararlardır.
Teşebbüs içinden veya
dışından olduğu fark etmeksizin rekabet uyumdan sorumlu olan kişilerin teşebbüsler
açısından vereceği en kritik danışmanlık hizmeti ve yol göstericilik faaliyeti
stratejik rekabet hukuku risklerinden kaynaklı olan risklerin ortadan
kaldırılması bu mümkün değil ise azaltılması ya da kontrol altına alınmasıdır.
Rekabet hukuku anlamında alınan stratejik riskle
paralel bir riskin alındığı ve bir şekilde bunun Rekabet Kurulu nezdinde
inceleme konusu yapıldığı ve sonuçlandırıldığı bir emsal kararın olmaması ya da
bir Rekabet Kurulu kararı yerine yayımlanmış bir tebliğ ya da rehber
bulunmaması; kendisine “bunu yapabilir miyiz” diye soru sorulan rekabet uyumdan
sorumlu kişinin “size ne kesin olarak yapabiliriz ne de kesin yapamayız diyemem”
gibi sinir bozucu bir cevap vermesine neden olmaktadır. Burada rekabet uyumdan
sorumlu kişilerin yapılabileceği tek şey, Avrupa Komisyonu tarafından verilmiş
benzer bir karar olup olmadığına ya da ikincil mevzuatta konuya ilişkin bir
düzenleme bulunup bulunmadığına bakmaktır. Ancak tabii ki Avrupa’da benzer bir
örnek olmasının Türk Rekabet Kurulu’nun alacağı kararlar için bağlayıcılığı
olmadığı gibi her olayın/şikayetin kendi dinamikleri içinde kendine özgü
koşullar dikkate alınarak değerlendirildiği gerçeği asla göz ardı
edilmemelidir. Dolayısıyla, Avrupa Komisyonu kararları ya da ikincil mevzuatı
bir kenara, Rekabet Kurulu’nun herhangi bir dosya kapsamında aldığı bir kararın
bile bir sonraki benzer dosyada (koşullar farklı olacağı için) aynen önceki
gibi olacağı konusunda garanti bulunmamaktadır. Bu nedenle, getirisinin yüksek
olması nedeniyle stratejik rekabet hukuku risklerini üstlenen bir teşebbüsün bir
benzetme yaparsak karanlıkta el yordamı ile yürüdüğünü söylemek yanlış
olmayacaktır. Bu yürüyüş esnasında rekabet hukuku bilgisi yanında biraz şans biraz
da iyi niyetle hareket etmenin de (hakim durumdaki teşebbüslerin objektif sorumluluğu
işi biraz karıştırsa da) stratejik rekabet hukuku riskleri ile mücadele anlamındaki
diğer önemli faktörler olarak değerlendirilmesi mümkündür.
Dışsal rekabet hukuku
riskleri ise teşebbüslerin kontrolü altında olmayan, Rekabet Kurulu, İdare
Mahkemesi ya da Danıştay (örneğin geçmişte kararlarının soruşturmacı üye
sebebiyle bozulması) gibi aktörler ya da devlet tarafından yapılan regülasyonlar
ya da piyasa müdahaleleri nedeniyle ortaya çıkan risklerdir. Bu tip riskler için
teşebbüslerin yapabileceği tek şey, oluşturulacak projeksiyon grupları ile bu
tip risklerin neler olabileceğini tahmin etmeye çalışmak için beyin fırtınası
yapmak ve bu tip durumlar ortaya çıktığında kriz yönetiminin ne şekilde
yapılacağını planlamaktır.
Sonuç olarak, rekabet
uyum ile hedeflenen, rekabet hukukundaki siyah ve beyazların bulunduğu alanda
yer alan önlenebilir rekabet hukuku risklerini tamamen ortadan kaldırmak, rekabet
hukukunun gri durumlarının yer aldığı alanda bulunan stratejik kararların rekabet
hukuku anlamında doğurduğu riskleri minimize etmek ve dışsal riskleri
olabildiğince önceden öngörmeye çalışarak bunlara ilişkin uygun tedbirler
almaktır. Bu sayede ortalama etrafındaki dalgalanmanın asgari düzeyde
tutulabilmesi mümkün olacak ancak tamamen durdurulması tabii ki mümkün
olmayacaktır.
Bir sonraki yazıda
görüşmek dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder